
Okul Öncesi Öğretmenlerine Yönelik Düşünme Becerisi Eğitimi başladı
TÜBİTAK 4005 Bilim ve Toplum Yenilikçi Eğitim Uygulamaları” kapsamında Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Okul Öncesi Öğretmenlerine Yönelik Düşünme Becerisi Eğitimi” projesinin açılışı gerçekleşti.
Projenin açılış toplantısında konuşan Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Mete, “Dünya çok hızlı değişiyor. Bizler çok kadim bir medeniyetin temsilcileriyiz. Özümüze, kültürümüze ve medeniyetimize sıkı sıkıya bağlı olan evlatlar yetiştirirken dünya ile rekabet edebilir nitelikte de olmamız gerekiyor. Özellikle çok genç bir nüfusa sahibiz. Sadece Gaziantep’te nüfusun üçte biri örgün eğitime devam eden gençlerden oluşuyor. Bu kadar genç ve dinamik bir nüfusa sahipsek doğru eğitim sistemi ve doğru programlanmış bir metot ile başarılı olabileceğimizi düşünüyoruz” dedi.
DÜNYA İLE REKABET EDEBİLİR NİTELİKTE OLMAMIZ GEREKİYOR
“TÜBİTAK 4005 Bilim ve Toplum Yenilikçi Eğitim Uygulamaları” kapsamında Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından düzenlenen “Okul Öncesi Öğretmenlerine Yönelik Düşünme Becerisi Eğitimi” projesinin açılış toplantısı Gazikent Mahalli Hizmet İçi Eğitim Binasında gerçekleşti.
“Okul Öncesi Öğretmenlerine Yönelik Düşünme Becerisi Eğitimi” projesinin açılışında konuşan Gaziantep İl Milli Eğitim Müdürü Cengiz Mete şöyle konuştu:
“Dünya çok hızlı değişiyor, süreç çok hızlı ilerliyor. Artık hangi çağda yaşadığımızı çağı bitirdikten sonra anlayabiliyoruz. Taş Devri ile Cilalı Taş Devri geçişi arasında 600 bin yıllık bir süre var. Günümüzde ise bu gelişim süreci göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor. Üniversiteye başlayan bir gencimiz, henüz 2. sınıftayken, 1.sınıfta öğrendiği bilgilerin yarısının ömrünün tamamlandığını görüyor.
Dolayısıyla bizler nasıl bir eğitim sistemi içerisinde öğrencilerimize imkan sunmalıyız ki Dünya ile rekabet edecek donanımda olsunlar. Bunun kaygısı içerisindeyiz. Elbette ki dünya ile rekabet edebilmenin yolu her anlamda donanımlı bireyler yetiştirmekten geçiyor. Donanım konusunda bir adım öteye geçmemiz gerekiyor.
Özellikle bizler çok kadim bir medeniyetin temsilcileriyiz ve mensubuyuz. Özümüze, kültürümüze ve medeniyetimize sıkı sıkıya bağlı olan evlatlar yetiştirirken dünya ile rekabet edebilir nitelikte de olmamız gerekiyor. Bugün itibariyle bunu söylemek çok kolay değil. Ancak bütün çalışmalar, bu konudaki bütün çalışmalar, akıllar, iradeler dünya ile yarışmayla ilgili ne yapabiliriz kaygısı üzerine kurgulanmış vaziyette. Özellikle çok genç bir nüfusa sahibiz. Sadece Gaziantep’te nüfusun 3’te 1’i örgün eğitime devam eden gençlerden oluşuyor.
Bu kadar genç ve dinamik bir nüfusa sahipsek doğru eğitim sistemi ve doğru programlanmış bir metot ile başarılı olabileceğimizi düşünüyoruz. Dünya’nın medeniyet beşiği olarak bu topraklar gösterilirdi. Bunu başarabilecek kabiliyet ve kararlılık gençlerimizde var. Eğitim belleği doldurmak değildir. Maalesef biz uzun yıllar belleği doldurmakla meşgul olduk. Uluslararası alanda yapılan sınavlar var. Bu sınavlarda maalesef ülkemizin yukarıya doğru çok fazla ivme kazandığına şahit olamadık. Bu sınavın mantığını değiştirip, sadece bilgiyi ölçme üzerin kurgulasalar tablonun tam tersine döneceğinden şüphemiz yok.
Çocuklarımız bizi örnek alacaklar. Hayatta karşılaştıkları problemlere karşı okulda aldıkları teorik eğitimini pratiğe dönüştürmeleri konusunda beceri kazandırmış olmaları gerekiyor. Bunun en doğru yolu, bu eğitimi en erken yaşta vermekten geçiyor. Eğitimin anne karnında, 0-3 yaş aralığında olduğunu belirtiyor. Bazı alimler çocuğun eğitiminin ninesinden başladığını belirtir. O yüzden ilk defa bir Milli Eğitim Kurumu olarak şehrimizde bu eğitime ihtiyaç olduğunu düşündük ve verdiğimiz eğitimle çocuklarımızın kazanımlarını gözlemleme imkanımız olacağını düşünüyorum.”











Tüm Yorumlar